LAVİNİA

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyecegim
Sen de bilme, Lavinia.

"Explomanın abisi'ne Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler"



BİR AVUC MUTLULUK
Akşamlar yerini 
Geceye terkettiginde
Fırtınadan kacıp
Limana sıgınan gemiler gibi
Bende gecelerin sessizliginde 
Sana sıgınıyorum
Sen uykudasun biliyorum
Belkide rüya görüyorsun
Ben ise kaldırım kenarında otup 
Karanlık geceye bakarak düşünüyorum
Seni yıllar önce tanısaydı
Hiç yakalayamadıgım mutlulugu
Seninle yakalaya bilirdim
Bakışlarındaki hüznü
Yüzündeki acı tebessümü
Sessizligindeki umutsuzlugu
Sevince dönüştüre bilirdim
Ama artık çok gec değilmi
Böyle bi şansım olmadıgını biliyorum
Seni benim karşıma cıkaran 
Kadere lahnet ediyorum
Gece bitti,Hayal bitti,şafak attı
Yeni birgüne başlarken
İkimiz içinde tanrıdan
Bir avuc mutluluk diliyorum

"Cantürk'e Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler" 



AŞKIMA 

GERÇEK AŞKI BANA TATTIRANSIN 
ÖZLEMLE TANRIDAN DİLEDİĞİM, HAYATIMIN ANLAMISIN 
GÖZLERİNDE İÇİMİN TİTREDİĞİ TEK İNSANSIN 
BİR TANEM, SEVDİĞİM, HERŞEYİMSİN AŞKIM 
SABIRSIZ GECEM, DERİN NEFESİMSİN 
SEVGİSİNE DOYAMADIĞIM, EN GÜZELİSİN EN GÜZEL ÇİÇEĞİN 
YAŞAMA SEBEBİMSİN, HERŞEYİMSİN AŞKIM 
BİR TANEM, SEVDİĞİM, HERŞEYİMSİN TATLIM 
DALGIN BAKIŞIM, BUĞULU GÖZLERİMSİN 
YÜREK ATIŞIM, GÖNÜLDEN SEVDİĞİMSİN 

"Nano'ya Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler"


Karanlıktadır mutluluk mutlu olmak istersen
Üzüntüleri silebilirsen hayatından
Lale bahçeleriyle çevrili etrafın görebilirsen
Kallarınla sarılabilmek değildir birine mutluluk
Ellerinle dokunurken hissettiğindir 
Dünyaya meydan okuyabilmek değildir mutluluk
İçindekini haykırabilmektir doyasıya
Sevmek yada sevilmek değildir mutluluk
İçini birşeylerle doldurup hissedebilmektir kedicik.....

Şarkılar yazılmış asırlardır söylenir
El çırparak mutluluklar yaşanır sanılır
Karanlık hep mutsuzluk dolu sanılır
Elemler yaşanır göz yaşı akıtılır karanlıklara
Rakseden kelimelerini farkedemiyorlar ŞEKERİM


"Gonzales'e Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler"

bulutlara yükledim özlemimi 
ruzgarlarla yolladım sevgimi 
yagmurlar yağdırdım göz yaşlarımla

 küçük melekler gönderdim seni öpmeye geldilermi?

Sevdiğin müddetce ve
Sevebildiğin kadar
Sevdiğini Sevdiğine 
Belli ettiğin sürece insansın...

K im bilir şimdi nerelerdesin
Ü zdün gittin ellere
L eyla ile mecnunduk dillerde
K albimi söktün derinden 
E llerin elime deymeden 
D önüp arkana bakmadan
İ çin sızlamadan 
S arılıp koklamadan 
İ ttin gittin beni.
"Kanka'ya Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler"


BEN SANA MECBURUM

Kocaman bir yağmur damlası olsaydım
Önce saçlarına damlayıp
Sonra gözlerine uğrayıp
Dudaklarında kaybolsaydım...

Köşelerini sayamayacağın kadar çok
Buz gibi,bembeyaz bir kar tanesi olsaydım
Bir tipinin,bir rüzgarın yardımı olsaydı
Gelip yanaklarına konsaydım
Varsın fazla sürmesindi vuslatımız
Dokunur dokunmaz yanıp kaybolsaydım

"Flash'a Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler"


USTA NE DERSİN BU HUSUSTA?

BEN ARTIK SEVEMEM BE USTA!
ZOR SANATMIŞ SEVMEK
HEM KORKARIM ,YAPAMAM
NE DEMEK BİR DAHA DENEMEK?
BEN ÇOK ACEMİYİM BU HUSUSTA

BİR KERE SEVMEK SUÇMUŞ USTA!
AŞIK OLMAK
SEVDALANMAK HAKEZA
KADİR KIYMET BİLEN Mİ KALMIŞ? 

ARTIK KALPLERİ BAŞKA BAŞKA 
DUYGULAR SARMIŞ
BEN GERİ KALMIŞIM ZATEN BU HUSUSTA
BİR DAHA SEVEMEM
İNAN ÇOK ZOR BE USTA!
SEVGİNE LAYIK OLANI BULMAK 
HİÇ KOLAY DEĞİL
YENİ BİR YAR
BULUNUR BELKİ
AMA ELDE ETMEK 
O DA KOLAY DEĞİL Kİ
SEVMEK BU USTA!
KOLAY İŞ DEĞİL Kİ
YOK USTA BEN BECEREMEM
HEM YARALI
HEMDE ÇOK YORGUNUM BU HUSUSTA

"M.S.Eraslan'a Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler"



ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski İstanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını götürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor 
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem 
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin 



SEVGİLİM, BİR GÜNÜN...

Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor

Ben seni düşünüyorum seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Daha dün tezgahtan çıkmış bir su sayacı gibi
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi.

Günümüz ekmeğimiz, türkümüz
Çoluğumuz çocuğumuz
Binalar yanyana yükselip gidiyor
Vapurların ağzı köpük içinde
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Trenin biri bir istasyona varıyor
Ordan çıkıyor biri.

Her şey biliyor her şey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi?
Üstüne titrediğimi?

Geldiğimi?
Gittiğimi?

Hadi!

"Serhat şensoy'a Külkedisi'nden sonsuz teşekkürler"